Gecelerse alabildiğine hırçın, güneşin intikamını
alırcasına fırtınalı
Sanki önünde durduğum pencerenin camı patlıyor, küçük
parçalar bir bir üzerime saplanıyor.
Acıyor, uyuşuyor,
doğal narkoz geçince acısı yenileniyor.
Yeniden ve yeniden
Nihayet sabır meyvesi eteğime düşüyor, içinden çıkılmaz
sanılan döngü fark ettirmeden kırılıyor.
Bakıyorsun, ah izi kalmış.
İzi kalan
yaralar bir süre sonra hep varmış gibi olur; sanki derin doğuştan zedeliydi
Bakmak da
zor falan gelmez, senindir tıpkı teninde nokta biçimli ben gibi.
Unutur insan zedelerini,
Kabullenir.
Kabullenilen
şeyse geçmeye mahkumdur.
Zamanın
işi zaten geçmektir.
Geçirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder