4 Eylül 2016 Pazar

Günler oldukça şen, parçalı buluta rağmen bol kahkahalı
Gecelerse alabildiğine hırçın, güneşin intikamını alırcasına fırtınalı
Sanki önünde durduğum pencerenin camı patlıyor, küçük parçalar bir bir üzerime saplanıyor.
Acıyor, uyuşuyor, doğal narkoz geçince acısı yenileniyor.
Yeniden ve yeniden
Nihayet sabır meyvesi eteğime düşüyor, içinden çıkılmaz sanılan döngü fark ettirmeden kırılıyor.
Bakıyorsun, ah izi kalmış.
İzi kalan yaralar bir süre sonra hep varmış gibi olur; sanki derin doğuştan zedeliydi
Bakmak da zor falan gelmez, senindir tıpkı teninde nokta biçimli ben gibi.

Unutur insan zedelerini,
Kabullenir. 
Kabullenilen şeyse geçmeye mahkumdur.
Zamanın işi zaten geçmektir.
Geçirir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder